11 Haziran 2011 Cumartesi

HAŞLANMIŞ HARİKALAR DİYARI VE DÜNYANIN SONU


Kitabın Arka Kapak Yazısı

“Dünyanın sonu insanın yüreğinin içinde gelir.”

‘‘Çektiğin acıyı ben de anlıyorum. Fakat bu herkesin başından geçiyor. O yüzden senin de katlanman gerek. Sonrasında kurtuluş geliyor. O zaman artık sen, hiçbir şeyi dert etmeyecek, üzülmeyeceksin. Hepsi kaybolup gider.

Geçici heveslerin hiçbir değeri yok. Burası dünyanın sonu. Dünya burada sona erer, ötesi yoktur. O yüzden sen de artık hiçbir yere gidemezsin.’’

Gölgesini kaybeden, kafataslarından eski rüyaları okuyan bir adam ve dünyanın sonu gelmeden önce yaşayacak sadece birkaç saati kalmış bir kahraman. Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu XXI.
Yüzyıl edebiyatına damgasını vuran, kült yazar Haruki Murakami’den bilimkurguyu masalsı bir dünyanın içinde var eden, Kafkaesk bir psikolojik gerilime göz kırpan bir roman.


Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…

Çok uzun süredir elimde olan ve ancak bitirebildiğim bir kitap.

Bu giriş cümlesi ile kitabın sıkıcı  olduğu izlenimini yaratmak istemem. Aksine.

Birsürü kısmetsizlik nedeni ile ben haksızlık ettim bu güzel kitabı elimde süründürerek .

Nasıl anlatacağıma bir türlü karar veremiyorum.Gerçeküstü , farklı bir kurgusu var kitabın.Okurken kahramanla birlikte siz de bir bölümde Haşlanmış Harikalar Diyarına,bir başka bölümde Dünyanın Sonuna gidiyorsunuz.

Ya da gitmiyor musunuz?

Kahramanımız Haşlanmış Harikalar Diyarında Hesapçı ve Şifrecilerle uğraşırken ( neden uğraşması gerektiğini bilemeden.)Dünyanın Sonunda ise yüreği olmayan insanlar ile yaşamakta, Gölgesinden ayrılması beklenmektedir.Boş duranı Allah sevmez düşüncesi ile Dünyanın Sonunda kendisine bir de iş bulunur.Kafataslarından eski rüyaları okumak!...

Bir de Tekboynuz olayı var ki iki dünya arasındaki ilişkisi romanın sonunda açıklığa kavuşuyor.

Haruki Murakami’nin okuduğum ilk kitabı.Ama devamı gelecek gibi görünüyor.Hiçbir fikrim olmadan tamamen isminin ilginçliği ile alıp okudum.

Okuduğunuz süre içerisinde Yazar’ın süpersonic vurucu tanımlamaları hep sizinle oluyor.

Uykuya çok önem verdiğim, insanın belki de sadece kendine ait tek zamanın uyku anı olduğunu düşünen birisi olduğum için kahramanımızın uykusunun bölündüğü anlardaki ifadelerini özellikle çok beğendim, çok etkilendim.Hemen kitaptan alıntı yaparak aşağıda ekliyorum bu ifadeleri.

“…Gece on birde pembe takım elbiseli tombul kız gelerek omzumu sarstı.Sanırım uykum,müthiş ucuz bir fiyatla açık arttırmaya çıkarılmış olmalıydı.Herkes sırayla gelip,ikinci el bir arabanın tekerleklerini kontrol edermiş gibi,uykuma tekmeyi basıveriyordu.Bunu yapmaya hiç hakları yoktu.Ben eskimiştim,ama ikinci el değildim.”

“...Birisi omzumu sarsıyordu.İlk hissettiğim koltuğun kokusu oldu.Sonra içimi birilerinin beni uyandırmış olmasına karşı duyduğum kızgınlık kapladı.Herkes , ama herkes sonbahar çekirgeleri gibi uykumun bereketini çalıp gidiyordu.”

Kitabı okurken hep bu romanın filmi yapılmalı diye düşündüm.Çok güzel bir film olabilir.

Sıradışı bir kitap.

Keyifle okumalar…

6 yorum:

  1. Murakamı'ye ben de "Sahilde Kafka" ile başladım ve tiryakisi oldum. Okumadığım bir bu kitabı kaldı onu da en kısa zamanda hatmetmek niyetindeyim ama şimdi malum sebeplerle okuma işlerini biraz yavaşlattım. Telaşe bitsin ilk işim o olacak. Ne yorucu işlermiş Nanem Şekerim bu işler, mefta oldum koşturmaktan:)
    Öpüyom seni çok...

    YanıtlaSil
  2. Henuz sahip olmadigim Murakami kitaplarindan biri,en kisa zamanda alirim insallah

    Siraya sahilde kafka`yi koymaslisin bence

    YanıtlaSil
  3. Leylakcığım, sana kolay gelsin, enerjin bol olsun.Sonrasında güzel güzel okursun :)

    Sahilde Kafka'yı ben de okumayı çok istiyorum.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Sevgili serrose, senin blogunda yazını okumuştum ve Sahilde KAfka'yı sıraya aldım :)

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Murakami nedense çok bana hitab etmedi,Sınırın güneyinde...ve İmkansızın Şarkısı kitaplarını okudum.Murakaminin hayal gücünün sonsuzluğu hayranlık uyandırıcı ama bana duygu taşıyamadı sadece kitapları rahat okunuyor.Belki benim kitaplardan beklentim bende bir iz bırakması bilgi katması yönündedir.Bakalım belki üçüncü şansı verirsem fikrim değişir.

    YanıtlaSil
  6. Ben de okurken, anlatım dili konusunda dediğin gibi düşündüm ama bunu çeviri sırasındaki dilin kıvraklığının kaybı olarak değerlendirdim.
    Diğer kitaplarını da okuduğumda bu düşüncemi yeniden değerlendireceğim.
    Yorum için teşekkürler.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil