24 Haziran 2012 Pazar

KIZIMIZ DEFNEYİ OĞLUMUZ İSKORPİTE…




Kitabın Arka Kapak Yazısı


Damak tadı, Ege'nin eşsiz lezzetleriyle şekillenen Didem Şenol, uzun soluklu aşçılık serüveninin bu durağında bölgenin pazarlarına ve ürünlerine olan hayranlığını dile getiriyor. Bildiğimiz malzemelere sihirli değneğiyle dokunarak yarattığı menüleri ayrıntılı biçimde anlatarak ve alternatif malzemeler önererek, tüm tarifleri görselleriyle beraber okuyucuya sunuyor.

Rengarenk Ege pazarlarından mutfağın eğlenceli  dünyasına yapılan bu lezzet yolculukları sayesinde yemek yapmanın püf noktalarını keşfedip, keyifli sofraları rahatça hazırlamanın tadına varıyoruz.
Malzemeleri tanımanın ve onları yaratıcı bir şekilde kullanabilmenin yolu bu kitaptan geçiyor...


Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…


Yemek yapmayı, yemek kitapları almayı ve oturup kendim pişirsem de pişirmesem de güzel yemekleri yemeyi çok seviyorum.


Sanırım ailemin bir parçasının aşçılar diyarından olmasının yarattığı genetik eğilim de bu durumumu iyice körüklüyor J


Bu kitabı aslında hiç de içeriği için almadım.Kitabın başlığı çok hoş geldi bana J


Sonra gördüm ki kitap da ve tarifler de çok güzel.Didem Şenol Ege pazarlarını gezerek oradan aldığı malzemeleri tariflerinde nasıl kullandığını anlatmış, tarifler vermiş.Çok anlaşılır ve denediklerim lezzetli  tarifler.


Kitabı bana göre sıradan bir yemek kitabından ayıran çok güzel bir anlatımı var.Didem Şenol, pazarları nasıl ve ne zaman gezdiğini zarif, hemen pazar çantanızı alıp koşa koşa pazara gitme hevesi yaratarak yazmış.Bunu çok beğendim.Ben pazarları hiç sevmem.Kalabalık, gürültülü gelir ve hoşlanmam.Kolay kolay da gitmem.Düşünün bende bile gidip o pazarlardan alışveriş yapıp tıpkı yazar gibi o tarifleri tek tek yapasım geldi J


Havran,Urla,AlaçatıÖdemiş,Tire,Milas,Yalıkavak,Muğla,Ula,Marmaris,Bozburun ve Datça pazarlarına gitmiş.
Ne güzel yerler di mi? Ege dendiğinde duruyor benim için her şey.Kendimi çok iyi hissediyorum oralarda.
Kitabın görsellerini de çok beğendim.Alışveriş hikayesinin anlatıldığı sayfada nereye ait bilgi veriliyor ise haritada noktası belirtilmiş.


Şu yaz günlerinde buralara gitme olasılığı yüksektir.Belki sizin de ilginizi çeker, hatta gitmişken pazarlarına uğramak isteyebilirsiniz diye düşündüm ve kitabı tanıtmak istedim.


Kitaptan sonra internette kısa bir araştırma yapmıştım Didem Şenol hakkında.Lokanta Maya isimli bir restoranı olduğunu öğrendim.Hem de Karaköy’de ama henüz gidemedim.Mutlaka gitmek istiyorum.


Merak edenler olursa internet adresi http://www.lokantamaya.com/

Keyifle okumalar…Keyifle pişirmeler…Afiyetle tatmalar…

GÖZÜMÜ KAN BÜRÜDÜ




Bende bağışıklık sistemi düşmesine bağlı olarak gözlerimde kanlanma olur.Başlıkta da dediğim şekilde gözümü kan bürüyor, kıpkırmızı oluyor.Hiç beyaz alan kalmamacasına…


Yoğun çalışma zamanlarının etkilerini izin yapsam bile yaşıyorum.


Geçtiğimiz hafta gözümdeki bu problem ile uğraştım.İş dışında hiç açmadım bilgisayarı.Bu nedenle hiç yazı da ekleyemedim.


Şimdi daha iyiyim.Fotoğrafta gördüğünüz Artelac Advance aslında tedaviden çok rahatlatan bir damla.Bunu kullanmama rağmen hiç geçmeme durumlarında dr antibiyotik damla ve ağrıkesici damla veriyor.Tedaviyi bildiğim için ( sık sık başıma gelir oldu ) panik yapmadan sırası ile yapılması gerekenleri yapıyorum.Bir yandan da yine bağışıklık sistemi güçlendirici destek almaya başladım.


Bugün gözlerim daha iyi olduğu için yazılarımı eklemek ve blog ihmalimin nedenini anlatmak istedim .

12 Haziran 2012 Salı

YENİ DÜNYA






Kitabın Arka Kapak Yazısı


''Hala bir şey çıkmadı... Galiba bu yolu yapmayacaklar. Köylü de bana yardım etmiyor. Pek ölü mahluklar... Belki de pek akıllı mahluklar da, boşuna yere uğraşmak istemiyorlar. İçimde hiç şevk kalmadı. İnsana birkaç kelime ile cevap verseler yine neyse, fakat ne evet, ne hayır!... Sanki bu istidaları ses vermez derin bir kuyuya atmışız.

Akşamları köyün yanı başındaki sırta çıkarak uzakta tozlara bulanıp uzanan yolu seyrediyorum. Bazan tozdan bembeyaz olmuş ve üstüne sepetler denkler sarılmış bir kamyon görünüyor, bir bataklıkta dizlerini kaldırıp indirerek yürüyen bir insan gibi ileri geri sallanarak, yıkılacak gibi olarak, ağır ağır ilerliyor. Bu o kadar üzücü bir manzara ki, tekniğin en son ifadelerinden biri olan bu makine ile dünyanın bu en iptidai yolunun mücadelesini görmemek için insan gözlerini kapıyor. Bazan koşup yolu avuçlarımla düzeltmek, orada hiç olmazsa beş on metrelik bir yeri bir 'yol' haline koyarak kendi hisseme düşen vazifeyi yapmış olmak istiyorum.''

''Asfalt Yol'' adlı öyküden.



Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…


Bu kitabı daha çok fotoğraf çekmeye gittiğimde okudum.


İnce olduğu için fotoğraf çantamda taşıması çok rahat oldu.Öykü kitabı olduğu için kısa aralarda verdiğim molalarda bir iki öykü okuyarak zamanımı değerlendirmemi sağladı.


Belirttiğim bu nedenlere güzel ve değişik hayatlara dair öyküler eklendiğinde kitabı hatırladığımda keyif anlarımı hatırlıyorum sadece.


Lale döneminde Gülhane Parkı’na gitmiştim.Yanımda kitabım da bana eşlik ediyordu.Verdiğim molada Gülhane Parkı’nda oturup kitap okumak çok güzel gelmişti.Hep böyle anlarda okudum bu kitabı.


Sabahattin Ali’nin yalın anlatımından, farklı ve etkileyici hayatların hikayelerini okuyorsunuz.


Yeni Dünya isimli öyküsü ve Yeni Dünya’nın anlamı çok ilginç gelmişti bana.Hiç de aklıma gelmeyen bir seçenekti.


Derin ve doğru gözlemler ile yazılmış öyküler .


Keyifle okumalar…

AYKUT OĞUT - ESRA BANGUOĞLU OĞUT YENİ KİTAP



Aslında  başka bir kitap hakkında yazmak üzere bilgisayarımı açtığımda mailime gelen bir bilgiyi sizlere de ileteyim dedim.


Ben , AyRa şehri mail grubundayım.Bu şekilde mail adresime çeşitli bilgilendirmeler geliyor.Bunlardan bugün öğrendiğim ise Esra ve Aykut Oğut’un yeni kitaplarının piyasaya çıkmak üzere olduğu…


Çok heyecanlandım.Biliyorsunuz Aykut Oğut’un kitaplarını ne kadar çok severim.Bu kitabı Esra ve Aykut olarak birlikte yazmışlar eminim bu da çok güzeldir.


Kitabın Adı : Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak?


Gelen mail metninde 13 Haziran Çarşamba ( ya da ertesi gün ) bu yeni kitabın kitapçılarda olacağı yazıyor.
İlgilenenlere ben de duyurmak istedim.


Bu durumda yine kitap almama diyetimi güle oynaya bu kitabı alarak bir kez daha memnuniyetle bozacağım J
Keyifle okumalar…


Not: Detaylı bilgi almak isteyenler için internet adresi http://www.ayrasehri.com/

10 Haziran 2012 Pazar

FİLİZ HİÇ ÜZÜLMESİN




Kitabın Arka Kapak Yazısı


Filiz Ali’nin anılarını, babasının eserleri ve mektuplarıyla harmanlayarak kitaplaştırdığı “Filiz Hiç Üzülmesin”, sadece bir hayata odaklanmakla kalmıyor, Sabahattin Ali’nin usta fotoğrafçılığına da tanıklık ediyor.

Sabahattin Ali’nin Istıranca Dağları’nda öldürülmeden çok önce, kehanette bulunur gibi kendi sonunu yazdığı dizeleriyle biten “Filiz Hiç Üzülmesin”, edebiyatımızın efsanevi yazarını yattığı yerde de selamlıyor...



Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…


Kitap almama diyetimi bile isteye bozarak aldım bu kitabı.


Kızı Filiz Ali’nin anlatımından , kendi çektiği fotoğraflarından Sabahattin Ali’nin hayatı.Çok özel bir kitap.Bunu okuduğunuz her cümlede görüp, hissedebiliyorsunuz.


Çok etkilenerek ve bir çırpıda okudum.Sabahattin Ali’nin kızına olan düşkünlüğü, kitaplara olan tutkusu yaşamlarının içerisinde çok da güzel anlatılmış Filiz Ali tarafından.


Kendi fotoğrafları dahil, bilinen tüm fotoğraflarının Sabahattin Ali tarafından çekildiğini öğrenmek de bana çok ilginç geldi ve hayranlığım daha da arttı.


Ölümü ve ölümünün ailesi tarafında öğrenilme şekli ise çok sarsıcı.


Dedim ya çok özel bir kitap.


Keyifle okumalar…


7 Haziran 2012 Perşembe

FOTO ATLAS – YAZ 2012




Bir süredir elimdeki kitap stoklarına odaklı bir şekilde yaşadığım için bilinçli olarak dergi almıyorum (kitap almama diyetine uymasam da dergi almama diyetime gayet sıkı uymaktayım).


Ama Foto Atlas başka! Onun her sayısını merakla bekliyorum ve biriktiriyorum.


Dün, gezmelerim sırasında Yaz 2012 sayısının çıktığını görerek aldım ama henüz okuyamadım.Sadece hediyesi olan 3 boyutlu gözlük ile içindeki fotoğraflara bir göz attım.


Henüz okumadığım ama size de haber vermek istediğim için bu sefer yorumsuz sadece derginin  başlıklarını aktarıyor olacağım.


Öncelikle hediyelerinden başlayayım. 3 boyutlu gözlük ve Fotookul kitapçığı.Fotookul’un bu sayıdaki konusu Mimari Fotoğraf Nasıl Çekilir?


Dergideki diğer başlıklar ise şöyle;


-          Beklenmedik Karşılaşmalar – Tatilde Fotoğraf

-          3 Boyutlu Fotoğraflar -  Turgut Tarhan

-          Kenti Fotoğraflamak – Bir New York Hikayesi

-          Deniz ve Sahil – Dalgalarla Yaratmak

-          Havacılık Fotoğrafçılığı – Metal Kanatların Çekimi

-          İçerikte Kontrast – Kompozisyonun Anahtarı

-          Dramatik Karanlık – Ters Işık

Keyifle okumalar…

6 Haziran 2012 Çarşamba

KİTAPLAR HARİCİNDE ÖYLESİNE BİR YAZI…




En son yoga yaparken duruşlardan birinde alnım mata dayalı iken uyuyakaldıktan sonra artık tatilimin geldiği ortaya çıkmıştı.


Geçtiğimiz Cuma akşamı itibari ile izne çıktım,tatildeyim efenim.Mutluluk ve neşeden yüzümde kocaman bir gülümseme ile dolanıyorum etrafta J


Haftasonu dolu dolu bir Eskişehir – Afyon gezisi yaparak pazartesi akşamı itibari ile İstanbul’a döndüm.
Hafta sonu gezide arkadaşlarımla öyle çok yemek yedik ki anlatamam.Her yediğimizden önce de “ay yemeyelim biz tokuuuuzz” dedik ama her şeyi de silip süpürdük.


Yukarıdaki fotoğrafta görülen bilekliği Eskişehir’den aldım.Bir papatya üzerinde uğur böceği şeklinde camdan bir bileklik.Ama ben ilk gördüğümde sahanda yumurta üzerinde zeytin ve domates gibi algıladım.Ve tahmin edin açlık durumum neydi? Toktummm!!!! J


Sanırım gezide yemeğe bakış açımızı anlatmak için bu güzel bir örnektir.


Nefis bir geziydi.Her şey de yolunda gitti.


Dünü de tembellik günü ilan ederek yatarak, kitap okuyarak geçirip bitirdim.Çok iyi geldi.


İşte böyleeee tatilimin tadını çıkarmaya çalışıyorum.


O halde hadi bana iyi dinlenmeler…