26 Haziran 2011 Pazar

LEYLA’NIN EVİ


Kitabın Arka Kapak Yazısı

Kimi zaman bir savaş bir kentin, bir ülkenin kaderini değiştirir, kimi zaman bir tek kişi koca bir ailenin…

Leyla: Yalılarda doğmuş büyümüş bir paşazade, bir Osmanlı soylusu…

Ali Yekta: Uşaklık kaderini değiştirme ihtirasıyla yanıp tutuşan bir İstanbullu…

Rukiye-Roxy: Almanya’da doğmuş, seks modelliği yapmış bir hip-hop’çı…

Livaneli, birbirini hiç tanımayan bu üç ayrı kişiliğin yaşamını, bir “İstanbul romanı”nda birleştiriyor.

Kentlisi-köylüsü, varsılı-yoksulu, din hocası, söz sahibi bankacısı, gazetecisi… Her birinin bir nedenle ötekinin yaşamına girdiği, onu değiştirdiği günümüz Türkiyesi… Ve bir roman kahramanı gibi öne çıkan pırıltılı Boğaziçi’nde, Bosnalılar Yalısı’nın ilginç dünyası…

Leyla’nın Evi, dünyada sadece yaptığı müzikle değil, çeşitli dillere çevrilen, sinemaya aktarılan ve ödül alan kitaplarıyla da tanınan Livaneli’nin Mutluluk’tan sonraki romanı…


Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…

Leyla’nın Evi, Zülfü Livaneli’nin yine çok zarif ve sade anlatımı ile okuyabileceğiniz bir romanı.

Kitabın kahramanı Leyla Hanım’ın evinin  insanı öfke içinde bırakan bir dalavere ile görgüsüz ve hırs içindeki kişilerce elinden alınması ve sonrasında valizi ile kapısının önünde beklemesi çok etkilemişti beni.

Romandaki tüm kahramanlar birbirinden çok farklı hayatlar,kültürler yaşayan kişiler.Bir şekilde kesişen hayatlarında öncelikle birbirlerini anlayamasalar da doğru iletişimi kurabildiklerinde bu adımın kendilerine sağladığı yeni ve daha güzel hayatlarının sonuçlarını yaşamaktalar.

Sürükleyici ve güzel bir hikaye anlatılmış.

Roman Tiyatrokare tarafından da sahnelendi.

Keyifle okumalar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder