17 Temmuz 2011 Pazar

ŞARKINI SÖYLEDİĞİN ZAMAN


Kitabın Arka Kapak Yazısı

"Bende anlayamadığın nedir biliyor musun?"

"Neymiş?"

"Nazım'ın dediği gibi: 'Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum. Kendi şarkımı.' Ama yapamam biliyorum, çünkü o şarkı içimde kuruyup kaldı. Beni öldüren bu işte."

"Şarkılar bitmez, yeni şarkılar filizlenip doğar her zaman..."

Bu roman, Deniz ile Cihan'ın hüzünlü şarkısını anlatıyor. 70'li yılların sonunda Ankara'da, üniversitede tanışan Deniz ile Cihan'ı ortak tutkuları olan müzik bir araya getirir. Deniz, Ankaralı bir ailenin isyankar kızı, Cihan taşradan gelmiş bir genç adamdır. 12 Eylül öncesinin en karanlık günlerinde yolları kesişen bu iki genç arasındaki ilişki birini tutkulu bir aşka götürürken, diğeri devrimci düşlerinin rüzgarına kapılır. Yaşanmamış bir aşkın izdüşümü, aradan otuz yıl geçtikten sonra farklı bir boyutta, ama aynı tutkuyla iki insana yansır: Biri artık orta yaşını sürmekte olan Cihan, diğeriyse ona hem yabancı hem de son derece tanıdık olan bir kadındır.

İnci Ara, arka planında değişen bir ülke, insanlar, gençlik ve siyaset olan, bambaşka bir aşkın izini sürüyor. Umudun, arzunun, hüznün, şarkılarla canlanan iklimini bir kez daha, derinlik ve ustalıkla anlatıyor.

İnci Aral, Şarkını Söylediğin Zaman'la Türk romanını zirveye taşıyor. Okuyanın aklından yıllarca çıkmayacak bir ezgi dinletiyor.

Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…

Bu kitap ile ilgili ne yazacağımı bir türlü toparlayamıyorum.

Ama kısaca bu roman ile uyum sağlayamadık,galiba ben bu kitabı anlayamadım diye düşünüyorum.

Bir yandan kitabı akıcı,rahat okunur buluyorum.Diğer yandan bir şeyler eksik geliyor.

12 Eylül öncesinde üniversitelerde yaşananlara değiniyor derken konu aşk üzerinde devam ediyor ama neden bahsederse bahsetsin derinlik bulamadım.

Kitabın başında kahramanlardan Cihan, Ayşe’nin şarkı söyleyişini dinledikten sonra Ayşe’de tanıdık bir şeyler bulduğunu söylemesiyle kitabın sonunu ve konusunu da çözdükten sonra çekiciliğini de benim için yitirdi.

Belki de bu kitapta bulmam gereken sürükleyici bir konu değildi bilemiyorum.Hikaye boyunca çarpıcı, insanı sarsıcı anlatımlar, ifadeler varsa lütfen benim kütlüğüme verim ama ben böyle bir şey de bulamadım.

Benden sonra annem de okudu kitabı.Çok beğenmiş.Hatta ben yorumlarımı söylediğimde “Sen anlamamışsın.Yaşamadığın için o dönemi seni etkilememiş “dedi.

Gerçi yakın tarihten hiç de uzak biri değilim,kendimi elimden geldiğince de bu konuda bilgilendirmeye çalışırım ama belki de haklıdır annem.Bilemiyorum.

Keyifle okumalar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder