5 Nisan 2011 Salı

AYFER TUNÇ HAKKINDA…


Ayfer Tunç 1964’te Adapazarı’nda doğdu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi.
Üniversite yıllarında çeşitli edebiyat ve kültür dergilerinde yazılar yazmaya başladı. 1989 yılında Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Yunus Nadi öykü Armağanı’na katıldı, Saklı adlı yapıtıyla birincilik ödülünü aldı.
1999-2004 arasında Yapı Kredi Yayınları’nda yayın yönetmeni olarak görev yaptı. 2001 yılında yayınlanan ve okurdan büyük ilgi gören Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek-70’li Yıllarda Hayatımız adlı yapıtı, 2003 yılında yedi Balkan ülkesinin katılımıyla düzenlenen Uluslar arası Balkanika Ödülü’nü kazandı ve altı balkan diline çevrilmesine karar verildi.
Aynı kitap Suriye ve Lübnan’da Arapça olarak yayınlandı. Tunç’un 2003 yılında Sait Faik’in öykülerinden hareketle yazdığı Havada Bulut adlı senaryosu filme çekildi ve TRT’de gösterildi.
Okur Yazar Nane Şekeri yazar hakkında der ki…

Bu kitap yazarın okuduğum tek kitabı. Kitap her elime geçtiğinde ya da kendisinden bahsetsem kendime Ayfer Tunç’un diğer kitaplarını da okumalısın diyorum ama elimdeki kitaplara döndüğümde hep ertelemiş olduğumu görüyorum, biraz da kendime kızıyorum.

En kısa zamanda bir kitabını daha okumalıyım Ayfer Tunç’un.

Sevgili Leylak Dalı'nın önerisi ile bu kitap "Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi" olacak diye planlıyorum.

Keyifle okumalar…


4 Nisan 2011 Pazartesi

BİR MANİNİZ YOKSA ANNEMLER SİZE GELECEK


Kitap Tanıtımından
Ayfer Tunç'un büyük ilgi gören kitabı Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek,2003 yılında altı Balkan ülkesi arasında düzenlenen yarışmada Balkanika ödülüne değer görülmüş, Tunç, bu ödülü alan ilk Türk ve kadın yazar olmuştu.
Bu kitap, alt başlığından da anlaşılacağı gibi,70'lerin Türkiye'sinin bir portresini çiziyor.
Yazar, bir kuşağın bütün özelliklerini ve yaşam biçimlerini aktarabilmek amacıyla başlamış çalışmaya. Bunu yaparken, kendi anılarından yararlanma yoluna gitmiş. Böylece 70'lerin Türkiye'si titiz, usta bir öykücünün kaleminden, yalın, abartısız bir bellek çalışması olarak ortaya çıkmış. Kitap,7'den 70'e bütün okurlar tarafından kâh gülümsenerek, kâh gözyaşları içinde okunacak, ama kesinlikle unutulmaz tatlar bırakacak.
Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…
70’lerin tam da ortasında doğarak ilk 5 yılını kaçırdım, son 5 yılını ise yaşadım.
Aslında daha çok hatırladığım 80’lerdir benim.Ama 70’lere az da olsa bulaştığımı ve ev içinde 70’lerin etkisine tanık olduğumu söyleyebilirim.
Bu kitapta ilgimi çekip okumama neden olan ise kitabın başlığıdır.Yıllarca hiç sevmesem de komşulara gidip gelerek messengerlık rolümü yerine getirdim.Sinir olurdum ve uzun süre dil dökülerek ikna edilmek suretiyle komşulara annemlerin ziyareti için bir manilerinin olup olmadığını sordum durdum .Tabii asık suratımla J
Kitabın içindeki notuma baktım da 2002 yılında okumuşum.
İçindekilerden bir kısmına kendim tanık olarak, bir kısmına büyürken ve büyüdükten sonra annemin anlattıklarını dinleyerek, geri kalanına da bu kitaptan okuyarak öğrendim.
Ayfer Tunç, kitapta cep fotoromanlarından, deterjan reklamlarına,krem reklamlarına,çocukların oynadıkları oyunlara kadar o dönemi çok keyifle anlatmış.
Ben okuduktan sonra anneme vermiştim.Hem okuyup hem de kendi dönemine denk gelenleri anlata anlata çok mutlu olmuştu J
70’lerde yaşamı güzel bir dille okumak,hatırlamak isterseniz bu kitaba bir şans veriniz.
Keyifle okumalar…





3 Nisan 2011 Pazar

YANN MARTEL HAKKINDA…



Yann Martel (25 Haziran, 1963 doğumlu), Pi'nin Yaşamı (Life of Pi) adlı romanıyla 2002 Man Booker Ödülü'nü kazanan Kanadalı yazar. Başbakanına 4 yıl boyunca her pazartesi kitap göndermiştir.

Booker ödüllü yazarın eylemi için açıklaması ise şöyle:“Kimin ne okuduğu, kitap okuyup okumadığı kendi bileceği iş. Sıradan insanların ne yaptığı beni ilgilendirmiyor, insanlara nasıl yaşayacaklarını söylemek bana düşmez ama benim üzerimde söz hakkı olan insanlar söz konusu olunca durum farklı. Onların okumalarını istiyorum çünkü sınırlı, vasat hayalleri birgün benim kabuslarıma dönüşebilir”

Okur Yazar Nane Şekeri yazar hakkında der ki…
Burada yazarlar hakkında bilgi bölümünde daha güvenilir bilgiler olduğunu düşünerek kitabın içindeki tanıtımdan ,Vikipedi'deki bilgilerden ya da varsa yazarın kendi sitesinden yararlanıyorum.
Yararlandığım bu kaynaklardan Yann Martel hakkında sadece Vikipedi’de bilgi bulabildim.Bu bilgi de çok yeterli gelmedi benim için.Bununla birlikte yazarın eylemini de çok beğendim :)
Sadece bir tane kitabını okuduğum için genel olarak tarzı üzerine kendi görüşlerimi de uzun uzun yazamıyorum.
Ama okuduğum tek kitabı Pi’nin Yaşamı çok beğendiğim,anlatım tarzındaki farklılığın yanı sıra yarattığı karakterleri de çok değişik bulduğum bir yazar diyebilirim.
Diğer bir ünlü romanı de 1996’da yazmış olduğu “Self” miş.İleride okursam burada yazıyor olurum.
Keyifle okumalar…

2 Nisan 2011 Cumartesi

Pİ’NIN YAŞAMI


Arka Kapak

Piscine Molitor Patel, herkesin bildiği adıyla Pi, Hindistan’ın Pondicherry kentinde yaşayan küçük bir çocuk. Babasının burada bir hayvanat bahçesi var.

Pi on altı yaşına geldiğinde, ailesi, hayvanların bir bölümünü de yanlarına alarak Kanada’ya göç etmeye karar verir ama asıl trajedi, onları taşıyan yük gemisinin korkunç bir fırtınada batmasıyla başlar.

Pasifik Okyanusunun masmavi sularının üzerinde tek bir filika yüzmektedir. İçinde de yalnızca beş kazazede: Pi, bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, dişi bir orangutan ve üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı. Oyuncuların arasında uçan balıklar, Mako cinsi köpekbalıkları ve su kaplumbağaları da var. Pi, zekâsı, cesareti ve korkusu sayesinde hayvanların hiyerarşik yiyecek zincirinde yer almamayı başarır. Ve sonuçta Richard Parker adındaki kaplanla baş başa kalırlar.

Şimdi Pi’nin tek yapması gereken, bu yüce hayvana büyük bir anlayışla yaklaşmaktır. Böylesi tehlikeli bir kaplanla, okyanusun ortasındaki küçücük bir filikada kıstırılmış bir çocuğun konu alındığı bir öykünün sizi hayal alemine sürükleyeceğini, daha kitaba başlamadan bilirsiniz.

Yann Martel’in ‘Pi’nin Yaşamı’ dönüşümsel bir roman, okuyucularını şaşkınlığa uğratacak ve aynı zamanda gönüllerini fethedecek, akıllara durgunluk verecek nitelikte bir hayal ürünü. Öykülemenin zaferi ve gerçek anlamda Tanrı’ya inanmanızı sağlayacak bir kitap. Bir okuyucu daha başka ne isteyebilir ki? Bu roman felsefi bir esin kaynağı gibi, içinde güneş enerjisiyle çalışan bir damıtıcının kullanımı bile anlatılıyor.

 ‘Pi’nin Yaşamı, okuyucusunu püfür püfür Pondicherry’den Okyanus’un kızgın sıcağına uzanan bir gezintiye çıkarıyor. Kitapta gerçekdışı ve alegorik anlatımının yanı sıra, kimi zaman duygusal öğelerden tamamen arındırılmış betimlemelere rastlıyoruz.

Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…

Bugün İstanbul yağmurlu.Ciddi ciddi yağıyor damlalar yerçekimine uyumla.

Bugün şemsiyelerimizi alıp sokağa atma zamanı kendimizi bahar yağmurunda hava soğuk da olsa yürümek için.Ben sabah spor sonrası bu keyfi yaptım.

Bugün bir de sıcacık çay ya da kahve eşliğinde kitap okuma zamanı ki bunu birazdan ben de yapacağım.

Şu anda elimde bitirdiğimde burada yazmak üzere okuduğum ilginç mi ilginç bir kitap var.Bu kitap yorumu için biraz beklemeniz gerekecek.

Ama çok önceden okuduğum,çok beğendiğim bir kitabı Pi’nin Yaşamını okumanızı önereceğim.

Benim gördüğüm kadarı ile çok popüler olmayan,şu günlerde kitapçıların öncelikli raflarına konulmayan  ama güzel bir maceraya dahil olacağınız bir kitaptır Pi’nin Yaşamı.

Hayal gücünün romanın neresinde başlayıp, neresinde sonlandığını net sınırlarla belirleyemediğiniz, Pi ile sizin de okyanusta aklınıza hiç gelmeyecek arkadaşlarla yolculuk yapmanızı sağlayacak bir kitap.

Keyifli okumalar…