30 Mayıs 2012 Çarşamba

HEDEFLERLE İLERLEMEK



İtiraf ediyorum.Ben bu kitap diyeti olayına son zamanlarda uyamamaya başladım.


Burada yok öğle tatilimde kitapçı gezdim kitap almadım,yok sadece stoklarımdan kitaplar okuyorum diye  cır cır konuşup hava attım ama son zamanlardaki kaçamaklarım artık yoldan iyice çıkmama neden oldu.


Stoklarıma yeni ( ama çok güzel ) kitaplar ilave ettim.


Okumayı planladığım elimdeki bütün kitapları günlük yapacağım işleri de yazdığım küçük defterimin arkasına yazmıştım ve okudukça üzerini çiziyordum.Ama liste gözümün önünde olmayınca beni pek gaza getirmiyordu ve okuma hızımı da düşük tutuyordum.


Defter bitip yeni defterimi kullanmaya başlayınca okunacaklar listemi fotoda gördüğünüz gibi listeleyerek odamdaki mantar panoma astım.Şimdi okudukça üzerini çizip kırmızı kırmızı puantiyeli stickerlerımla işaretliyorum.Çok hoşuma da gidiyor sonuca bakmak  J


Şimdiden faydasını gördüm.Kitaplarımı hızla eritmeye başladımmmm J  ( bakınız foto )


Ay sonlarında listemin son halini çekerek paylaşmaya karar verdim.Böylelikle hedefimi daha rahat yakalayacağımı umuyorum.


Kitap okurken de böyle yaparım aslında. Kendime kitapta belli bir yer seçerim.Oraya gelene kadar okurum.Bu yöntemin iyi yanı hızlı ilerlemem, kötü yanı ise hedef bölüme gelince vaktim de olsa daha fazla ilerlemeyip tembellik yapmam J


Ay sonlarında dedim ama bu sefer ayın sonundan bir gün önce yazmak istedi canım.Zaten bugünden yarına bu sefer bişi değişmeyecek J Yani şimdi yazmamın bir sakıncası yok.


Bakalım hem blogda yazmak için hem de  okuma adedi olarak rapor vermek için bulduğum bu metod kitap stok eritmemde ne kadar faydalı olacak?


Takip edip görmek lazım.Ben olsam beni takip ederdim J


Keyifle okumalar…

27 Mayıs 2012 Pazar

ACEMİ YOGİNİN EL KİTABI






Kitabın Arka Kapak Yazısı


-Yoga mı?

-O da ne kuzum?

-Son günlerde çok moda… Bütün ünlüler de yapıyormuş…

-Hımm…

Hepimiz modern çağın karmaşası içinde kayboluyoruz çoğu zaman. O kadar yoğunuz ki kendimize ve bize ait olan şeylere yeterince zaman ayıramıyoruz.

Esra E. Karaosmanoğlu, Acemi Yoginin El Kitabı adlı kitabında gündelik hayatın baş döndürücü yoğunluğundan sıkılan ve kendine zaman ayırmak isteyen her insanı yogayla tanıştırarak yoga konusunda aradığınız temel bilgileri bulabileceğiniz, çoğu zaman mizahi bir dille kaleme alınmış, eşsiz ve keyifle okunan bir kaynak sunuyor. Yoga ile hiç tanışmamış olsanız bile, bu kitap yoga felsefesini anlamaya ve kendi yoganızı evde uygulamanıza yardımcı olacaktır. Artık kendinize zaman ayırıp, hem yoganın temel hareketlerini öğrenmek hem de dünyaya daha farklı ve daha iyimser bir şekilde yaklaşmak istiyorsanız, Acemi Yoginin El Kitabı tam size göre!

Kendiniz için denemeye değer…



Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…


Son birkaç kitabım tarihi romanlar oldu.Hadi sizi başka bir dünyaya,Yoga dünyasına tekrar davet edeyim J


Kısa bir zaman önce okuduğum Acemi Yoginin El Kitabı’nı kitapçıda gördüğümde önce pek işe yarar olabileceğini düşünmedim.Yogaya ilgi artınca bir kitap daha işte dedim ama kendimi kitabı incelemekten de alamadım ( bunda bir süredir zorunlu olarak yoga derslerime ara vermemin suçluluğu da olabilir).


İyi ki de kendimi alamamışım.


Yazarın anlatım dili harika.Yoga nedir ne değildir konularını son derece yalın, eğlenceli ve faydalı bir şekilde anlatmış.


Kitapta beni mutlu eden bir konu da yazarın anlattığı konuların çoğunu biliyor olmamdı.Yoga çok uzun bir yol.Öyle hemen öğrendim ,tamam diyemiyorsunuz.Ama yeni başlayanlar seviyesini biraz ilerletmiş olduğumu görmek süperdi J


Kitabın içinde anlatılan ve bilmediğim diğer konuları da okuyarak öğrenmiş oldum ki pek bir faideli oldu benim için.


12 tane temel yoga duruşu fotoğraflarla anlatılmış.Yoga dersleri almış, kendi yoga seanslarını yapan yogi ve yoginiler için pratik bir program olmuş.


Yoga ile ilgili yazdığım her yazıda olduğu gibi burada da yine belirtmek isterim.Yogaya başlamanızı ne kadar şiddetle öneriyor isem, yoga insanın kendine yaptığı en iyi yatırımlardan biridir desem de yeni başlayacak iseniz kendi başınıza değil, öncelikle işini iyi bilen bir yoga eğitmeni ile çalışmanızı aynı şiddetle yineliyorum.


Etrafımda gördüğüm, ya yoga çok hafife alınıyor ya da her yaşta yapılabilirliği göz ardı edilerek çok zor olarak algılanıyor.


Ben başladım gördüm.Ne çok kolay ne de yapılamayacak, ertelenecek bir şey.Başlayın ve deneyimleyin.
Öncesinde araştırma yapmak ister iseniz de bu kitap güzel bir başlangıç olabilir.


Namaste…


Keyifle okumalar…

16 Mayıs 2012 Çarşamba

LATİFE VE FİKRİYE - İKİ AŞK ARASINDA ATATÜRK




Kitabın Arka Kapak Yazısı


Mustafa Kemal Paşa'nın en yakın arkadaşlarından biri ve başyaveri Salih Bozok'un hiçbir yerde yayınlanmamış anıları ve onun gözünden Atatürk'ün özel hayatından bilinmeyen kesitler...


Atatürk'e tapan iki kadın... Fikriye ve Latife Hanımların Atatürk'ün hayatındaki yerleri ve seyirleri... Biri, Kurtuluş Savaşı öncesinden beri onunla olan Fikriye Hanım, diğeri İzmir yangını sebebiyle Paşa'yla tanışan ve yeni bir yangına tutulan Latife Hanım...


Fikriye - Makbule Hanım çatışması... Latife Hanım'dan Atatürk'e gönderilen mektuplar...
Latife Hanım'ın evlilikle değişen mizacı...



Fikriye Hanım'ın Avrupa'dan zamansız dönüşü, Latife Hanım'la tanışması, Çankaya'ya alınmamasıyla birlikte acı intiharı...


Atatürk'ün özel hayatının anlatıldığı ve onun bilmediğimiz yönlerinin çarpıcı bir şekilde dile getirildiği bir kitap...


Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki… 
    
Turgut Özakman’ın Cumhuriyet 1 kitabını okurken bu kitaptan bahsetmek aklıma gelmişti.


Cumhuriyet 1 ‘de Latife Hanım ile ilişkisi işlenen konulardan biriydi.


Çok oldu Latife ve Fikriye kitabını okuyalı.Bu yazıyı yazmadan önce kontrol de ettim.7 yıl önce okumuşum.
Atatürk’ün başyaveri Salih Bozok ‘un anılarından derlenerek hazırlanmış bir kitap.


Şimdilerde pek raflarda yok.İlginizi çekerse sorup soruşturmak gerekebilir.


Merak edenleriniz  olabilir diye düşünerek burada bahsetmek istedim.


Keyifle okumalar…

13 Mayıs 2012 Pazar

TURGUT ÖZAKMAN Hakkında…








Vikipedi’denyazar hakkında bilgi



1 Eylül 1930 tarihinde Ankara'da dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre avukatlık yaptı. Köln Üniversitesi Tiyatro Bilimi Enstitüsü'ne devam ettikten sonra Devlet Tiyatrosu'na dramaturg olarak girdi. TRT'de Merkez Program Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı, Devlet Tiyatrolarında Genel Müdür Başyardımcılığı ve 1983 - 1987 yılları arasında Genel Müdürlük yaptı.


1988-1994 yılları arasında Radyo-Televizyon Yüksek Kurulu'nda üyelik ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Uzun yıllar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nde (DTCF Tiyatro) kadrolu öğretim görevlisi olarak çalıştı ve Dramatik Yazarlık dersleri verdi.


28 Eylül 1998'de, üstün hizmetleri nedeniyle Anadolu Üniversitesi'nce ve 2007 yılında, mezun olduğu ve uzun yıllar görev yaptığı Ankara Üniversitesi'nce 'fahri doktor' unvanı verilen Özakman, sayısız esere imza attı.


Nisan 2002'de Eskişehir Belediye Başkanlığı, açtığı ikinci tiyatroya 'Turgut Özakman Sahnesi' adını verdi. 2006 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Özakman'a Üstün Hizmet Ödülü verdi. 2005 yılında piyasaya sürülen , 50 yıla yakın bir sürenin emeği olan ve Kurtuluş Savaşı'nı romansı bir dille anlatan Şu Çılgın Türkler (Bilgi Yayınevi) adlı belgesel-romanı, cumhuriyet tarihinin en çok satan kitabı oldu. Haftalarca çok satanlar listelerinde ilk sırada kaldı.


Turgut Özakman evli olup, üç çocuğu ve dört torunu vardır.


Okur Yazar Nane Şekeri yazar hakkında der ki…


Tarih romanları okuyarak tarih bilgisi edinileceğine hiç inanmayan biriyim.Ama bu düşüncemi Turgut Özakman’ın kitaplarını okurken alıp bir kenara atıveriyorum.


Özellikle kitaba düşülen notları tek tek okuduğunuzda ne kadar ciddi bir literatür taraması yapıldığını,çok çeşitli kaynakların okunarak incelenerek son derece titiz bir şekilde romanlarına aktarıldığını görebiliyorsunuz.


Roman ve inceleme arası  bana göre bu kitaplar.


Ayrıca Turgut Özakman’ın katıldığı programlarda konuşmalarını dinlemeyi de seviyorum.


Şu Çılgın Türkler’i okurken serviste arkadaşımla aynı anda kitaplarımıza gömülüyorduk ve Turgut Hoca şöyle güzel anlatmış, Turgut Hoca yine harikalar yaratmış diye diye okumuştuk.


Yakın zamanda Kıbrıs Harekatını anlattığı kitabı çıktı.Onu henüz okumadım.Ama en kısa zamanda alıp okumayı planlıyorum.


Keyifle okumalar…



6 Mayıs 2012 Pazar

TÜRKİYE ÜÇLEMESİ 3 – CUMHURİYET 2



Kitabın Arka Kapak Yazısı


1923-1938 Cumhuriyet dönemini anlatan Cumhuriyet – Türk Mucizesi'nin bu ikinci kitabıyla Türkiye Üçlemesi son buluyor. Bu kitabi da okumanızı diliyoruz. Çünkü:

Çanakkale, Milli Mücadele ve Cumhuriyet bir bütündür. Yakın tarihimizi oluşturan bu üç aşamalı dönemin tarihini iyi bilmek zorundayız. Yoksa bugünü anlayamaz, yarını kestiremeyiz.

Çanakkale ve Milli Mücadele ruhu, bağımsızlık sevdası, yurt sevgisi, azim, sabır ve akıl Cumhuriyette kucaklaşıp birleşti, Türk Mucizesi oluştu. Bazı Batılı gözlemciler neden bu dönemi Türk
Mucizesi diye nitelediler?

Millet M. Kemal Paşa’nın açtığı istiklal, milli irade ve uygarlık bayrağı altında toplandı. Dünyaya egemen galiplere ve onların yardakçılarına karşı, yarı çıplak dört yıl daha dövüştü. Vatan
düşmandan kurtarıldı.

Ama 1923'te Türkiye 12 milyon nüfuslu, Anadolu'da tek fabrikanın bulunmadığı, geri, ilkel, yoksul, bütün nüfusunun sadece % 7'si okur-yazar olan bir köylü toplumuydu. Kadın-erkek eşitliği söz konusu bile değildi.

Sıra milleti kurtarmaya gelmişti.

Gazi M. Kemal Atatürk ve ideal arkadaşları ortaçağı yenmek, çağdaşlığı gerçekleştirmek için bir avuç bütçe, halkın desteği ve uygarlık öncülerinin özverileri ile birçok siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik devrimler, olağanüstü atılımlar yaptılar. On beş yıla destanlar, efsaneler, harikalıklar sığdırdılar. Okudukça şaşacak, hayran kalacaksınız.

Bu tarihi doğru bilirsek aramızdaki birçok anlaşmazlık sona erer.Birçok sorunun kaynağı doğru tarihi kirleten yalanlardır. Doğru tarih kutup yıldızı gibi doğru, kurtarıcı yolu gösterir. Her alanda çağdaş uygarlığa ulaşmak, bunun gereklerini yerine getirmek zorundayız. Geri kalan dona kalır.

Sözün özü, Atatürk'e yürüyelim!



Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…


Cumhuriyet – Türk mucizesi Türkiye Üçlemesi’nin dördüncü ve son kitabı.


Kitabın bitirildiği noktayı ve buna vereceğim duygusal tepkiyi çok iyi bildiğim için  son bölümlerini evde okumayı tercih ettim. Çok da iyi yapmışım,kendimi iyi tanıyormuşum.Yanılmadım.


Bu kez , Cumhuriyet döneminin ilk 15 yılla ait bölümü yıl yıl anlatılmış.


Her yıl elde edilen ekonomik büyüme, gelişmeler, Türk Edebiyatı’nda o yıl basılmış yeni romanlar gibi o yıla ait detaylar da kitabın dip notlarında özet olarak belirtilmiş.


Dip notlara gelince.İçeriklerde değil ama rakamsal sıralamasında hatalar var.Sadece serinin bu kitabında rastladığım bir durum.


Cumhuriyet – Türk Mucizesi 2 , diğer kitaplar gibi roman olarak yazılmışsa da diğerlerine göre daha çok bir araştırma kitabı gibi okuyorsunuz.Anlatım dili de bu kitapta daha çok bu şekilde.


Atatürk’ün ölümüne kadar olan dönemi Turgut Özakman yine çok güzel anlatmış.Yine etkilenerek ve beğenerek okudum.


Bütün seri birbirinin devamı şeklinde olduğu için sırası ile ve bana göre tamamı ile okunmalıdır. Böylelikle yapılmak istenilenlerin ne kadar gerekli olduğu, ne kadar zorluklarla elde edilen büyük başarılar olduğu daha anlamlı , daha anlaşılır olacaktır diye düşünüyorum.


Keyifle okumalar…

1 Mayıs 2012 Salı

TÜRKİYE ÜÇLEMESİ 3 – CUMHURİYET 1




Kitabın Arka Kapak Yazısı


'Cumhuriyet', Türkiye Üçlemesi'nin üçüncü kitabıdır (birincisi Diriliş, ikincisi Şu Çılgın Türkler).


Objektif bilim adamları Milli Mücadele ile başlayıp Cumhuriyet'le süren bu dönemi Türk Mucizesi diye adlandırıyorlar.


Kitapta, Büyük Zafer'den Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadarki olaylar yer alıyor.


Bir yanda cumhuriyetçiler var, öte yanda bu daha iyi, daha insanca, daha onurlu düzeni istemeyenler.
Ders ve ibret verici, uyarıcı bir dönem.


Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…


12 Kasım 1922 ve 29 Ekim 1923 dönemi işleniyor.


Yine çok güzel bir anlatım.


Ders kitaplarında başlıklar halinde okuduğumuz, maddeler halindeki olayları ( sanki o maddeleri sayarken çok kolay elde edilmiş gibi ) bu kez savaş alanları haricinde kazanılan büyük zaferleri neredeyse yaşayarak okudum.


Artık Büyük Zafer kazanılmıştır.Peki savaş sırasında tek bir amaca yönelerek kenetlenmiş kişiler zafer sonrasında yeni  düzen ile ilgili de aynı birlikteliği gösterebilecekler midir?


Şimdi başka mücadelelerin zamanıdır.


Kitapta ağırlıklı olarak Padişah Vahdettin, Lozan Anlaşması,Latife Hanım dönemi ve kadınların adım adım yenilenen ülke ve yaşam içerisinde haklarını nasıl zorluk, sabır ve uğraşla elde etme çabaları öne çıkıyor.


Lozan Anlaşması’nı daha çok hangi tarihte ve ne amaçla imzalandığı bir sınav sorusu gibi çıkıyor karşımıza.Ama orada ayrı bir destan yazıldığı, Lozan zaferinin ne şekilde kazanıldığının detaylı şekilde kitapta işlenmesi çok başarılı.İsmet İnönü’nün büyük iradesi ve kıvrak zekası,dehası…


Kadınların yeni oluşan düzen içerisinde belki de şimdi hiç düşünmeden sahip olduğumuz haklarımız için nasıl mücadele verdikleri, nasıl zorluklarla karşılaştıkları ve  şu anda küçük gibi görünen ama o dönemde devrim olarak tanımlanabilecek zaferleri.


Turgut Hoca’nın bu kitabını da çok beğenerek , övünerek, sahip olduklarımla ilgili farkındalığımı arttırarak okudum.


Keyifle okumalar…


Not:Yine dipnotları eş zamanlı olarak okumanızı tavsiye etmeden bitiremeyeceğim bu yazıyı.