29 Şubat 2012 Çarşamba

YOĞUN (!) İSTEK ÜZERİNE BİR YAZI


Geçtiğimiz günlerde kitaplığım ile ilgili yazdığım yazıdan sonra bir arkadaşım fotoğraftaki bir kitap ile ilgili soru sordu.”eee kitaplıktaki yoga kitabını tanıtmadın???” diye.

Ben de hemen yazayım dedim.Düşünün bir arkadaşım sordu diye hemen yazmaya karar verdim birden çok soru gelse demek ki evlerinize gelip tek tek anlatacağım J Bu konuda ne kadar hevesli olduğumu gizleyemiyorum kanımca J Muhtemelen ileride de gizleyemeyeceğim.

Şimdi söylediğim gibi bu yoğun(!) istek üzerine tanıtımıma geçiyorum.

Öncelikle belirteyim bu bir kitap değil.Çeşitli seviyelerde yoga duruşlarını gösteren kartlar seti .Tam olarak Yoga_Yıllara Meydan Okuyun şeklinde bir başlığı var.

Bu set içerisinde, Glenda Twining’in fotolarda hem duruşları gösterdiği hem de açıklamalar ile anlattığı 50 adet yoga duruşunun bulunduğu kartlar ve bu kartlar ile nasıl bir çalışma programı yapılması gerektiğini anlatan bir kitapçık var.

Fotolarda da gördüğünüz üzere kartlar şık bir kutu içerisinde muhafaza ediliyor.Yine içerisinden çıkan kartları da görmeniz için fotolarda her seviyeden bir kartı görüntüledim.

Görsel yönden son derece başarılı,anlaşılırlığı gayet iyi olan kartlar bunlar.

Başlangıç, orta ve ileri seviye olarak set içerisindeki yoga duruşları sınıflanmış olsa da her biri çok sıkı hareketlerdir, denedim biliyorum.

Ben birkaç kez seyahate gittiğimde yanımda yoga kitabı taşımak yerine bu kartları almıştım.Yer , zaman ve kendi içindeki sıralamalarına göre oluşturduğum  kombinasyonlarla kendi yoga çalışmalarımı yapmıştım.

Daha önce de belirttiğim gibi yogaya henüz başlamamış iseniz öncelikle mutlaka deneyimli ve bu konuda iyi eğitimli bir yoga eğitmeni ile çalışmaya başlamanız.Kendi başınıza kitap, video yada bu şekilde kartlarla yogaya başlamayınız.

İşte kitap gibi görünen bu küçük kutunun içeriği de bu şekilde.

Keyifle çalışmalar (Keyifle okumalar diyemedim bu sefer J)…

26 Şubat 2012 Pazar

NAZIM HİKMET – BÜYÜK İNSANLIK KENDİ SESİNDEN ŞİİRLER


Kitabın Arka Kapak Yazısı

Nâzım Hikmet sorar:
Başlayayım mı Üstad?
Bedri Rahmi yanıtlar:
Başla Reis!
Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun "Bu Kaydı çok iyi saklayın, aman ha!" diye vasiyet ettiği kayıttaki ses Nâzım Hikmet'e ait. 1960'ların teknolojisi bir makara bantta tam 50 yıl bekledikten sonra Nâzım ülkesine sessiyle de olsa dönüyor…

Bedri Rahmi ve Nâzım hikmet 1961 yılında Paris'te bir araya geliyorlar.
Bedri Rahmi "Patırtı yapmayın" diyerek başlıyor "Yeşilden mordan pembeden"
Şiirine, sonra Nâzım'a bırakıyor mikrofonu. Nâzım 55 şiirini soluksuz okuyor.
56.'sına geldiğinde kısa bir ara vermek istiyor ve sonra "Bir Garip Yolculuk"la devam ediyor (Biz bu şiiri "Saman Sarısı" olarak biliyoruz). Şiirler arasında ikisi var ki ilk kez bu kayıtla ortaya çıkıyor.

"Büyük İnsanlık" Kendi Sesinden Şiirler adını alan bu çalışma Yapı Kredi Yayınları ve
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın birlikte hazırladıkları ses ile şiirin buluşmasıdır.
İki şairin 50 yıl sonra gerçekleşen mürüvvetleridir.

Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…

Bir süredir sıkı sıkıya uyduğum kitap almama diyetimde kaçamak yaptım.Ve diyetimi güzel bir kitap için bozdum arkadaşlar.

Pişman mıyım? Hayır.

Ama bu güzel kaçamak sonrasında yine elimdeki kitapları okuyarak diyetime devam ediyorum.

Bu kez benim pek okumadığım bir tür olan şiir kitabı ile karşınızdayım.

Şiir okumayı ya da dinlemeyi sevmeyi beceremiyorum.İletişemiyoruz ben ve şiir.

Şiir namına bir tek Ömer Hayyam’ın rubailerinden oluşan bir kitabım vardır.Yıllardır onu zaman zaman açar açar okurum.Ama Hayyam ve rubailerini bir türlü ezberleyemesem de çok severim.

Aslında şimdi yazınca düşündüm de ben Karacaoğlan’ı da çok severim.Ama bu kadar işte.

Nazım Hikmet’in şiirlerini ise çok bilinenlere aşinalığım haricinde öyle okumuşluğum yoktur.Bu bir ilk oldu benim için.

Gerçi buna da okudum diyemem.Dinledim J

Evet, kitap içerisinde Nazım Hikmet’in  şiirlerini kendi sesinden dinleyebileceğiniz bir de CD var.
Bedri Rahmi’nin tok ve güçlü sesiyle Mor şiirini okuması ile başlıyor kayıt ve sonrasında Nazım’ı dinlemeye başlıyorsunuz.

Kitap, bu kaydın hikayesi, kitabın oluşturulması ve şiirler ile devam ediyor, Nazım Hikmet ile yapılan bir röportaj ile sona eriyor.

Kayıt, 25 Nisan 1961 ( şiirlerin yazılış tarihinden bu yıl olduğu belirtiliyor) tarihinde Nazım Hikmet ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun  Paris’te bir araya geldiği sırada oluşturuluyor.

Sonrasında Bedri Rahmi,” Bu kaydı çok iyi saklayın, aman ha!” diyerek oğlu ve gelinine bu kaydı saklamalarını vasiyet ediyor.

CD, kitapta yer alan Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın yaptığı Nazım portresinin içerisine çok şık ve zarif bir şekilde yerleştirilmiş.

Ben bu kitabı alıp eve gelir gelmez hemen içeriğini bir çırpıda okudum ve kitabı bırakarak sadece CD yi dinledim.Belki de şiirleri dinlerken aynı zamanda kitaptan okuyarak izlemek, hatta eşlik etmek çok daha güzel olabilirdi.

Bir de öyle denerim daha sonra.

Keyifle okumalar…Keyifle dinlemeler…

19 Şubat 2012 Pazar

ŞİMDİ DE SIRA BENİM KİTAPLIĞIMDA

Bir süredir takip ettiğim bloglarda kitaplık tanıtımlarına ait yazılar okuyorum.Çok da hoşuma gidiyor  bu yazılar.Ben de yazıvereyim bir tane dedim J ( Kıskançlık insana  neler yaptırıyor J)

Ama hem odam  hem de ( kendi standartlarına göre ) kitaplığım bayağı dandini.Çeki düzen gerekli.
Kitaplığım için kendi standartlarına göre dedim çünkü her zaman çok düzenlidir.Bozulmalarına neredeyse hiç izin vermiyorum.Ha bire derler toplar dururum.Hatta annem,”daha yeni düzenlemedin mi kitaplarını?” der durur.

Odam için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Odamda eğer yürürken ayağımı bir şeylere çarparak sakatlanma riski yaratıyorsam toparlanma zamanı gelmiştir diye düşünürüm J Odam için ise annem, sürekli “odanı düzelt artık , yoksa ben ele alıcam “ diye tehdit eder durur.

Görüldüğü üzere anneleri memnun etmek mümkün değil!...

Neyse , Cuma öğleden sonra öğrendiğim bir konu nedeni ile depresyon denizine derin dalış yapmışken,hazır terapi niyetine odam da dağınıklık sınırlarını aşmışken kolları sıvayayım dedim .

Temizlik süresince dinlenmek üzere Ayhan Sicimoğlu’nun En Estanbul cd si seçildi,kıyafet olarak temizlik modasına uygun şekilde eski, üzerimden düşmek üzere olan eşofman ve tişört kombinlendi, saç tepede topuz yapılarak bandana da takıldı.Temizlik bezi ve bilimum kimyasal ile  birlikte temizlik alanına intikal edildi.

Büyük  heves ve hummalı bir şekilde işler hızlıca yapılarak kitaplığım aşağıdaki son şeklini aldı ve sizlerle tanışmak üzere objektifime poz verdi.



Aslında yan taraftaki bölmelerde de kitaplar var ama kitaplığın bulunduğu yer itibari ile en geniş bu şekilde görüntüleyebildim.

Kitaplık düzenimde öyle tek bir tarz yok.Zaten ikide bir değiştiririm.

Bazen yazara göre tüm kitaplarımı yan yana koyarım, bazen kitap tarzlarına göre, bazen yayınevi gruplaması ile…

Son zamanlarda ise karma karışık olmasını istiyorum nedense.Daha çok kitap boyutlarına göre boşlukları doldurmayı tercih ediyorum.

Raflarda görülen tüm kitaplar okumuş olduklarım.Okumadıklarımı bahsetmiştim bir kutuya yerleştirdim ve kitabım bittikçe o kutudan alarak okuyorum.Bu konuda da kendime kızmaya başladım. Ağır okuyorum son zamanlarda .Kutudaki kitaplarsın sayısını pek azaltamadım L

İşte benim kitaplığım da bu şekilde.

Odam ne mi oldu? Hemen yanıtlıyorum.Derli topluluğundan göreni mest ediyor J Ama ne kadar sürer bilemem.Garantisi yok J

Keyifle okumalar…

15 Şubat 2012 Çarşamba

VE STEVE JOBS APPLE'I YARATTI



Kitabın Arka Kapak Yazısı

Masalların "Gökten düşmüş üç elma.."sı gibi insanoğlunun kaderini etkilemiş "üç elma" nedir diye sorulsa, herhalde Âdem ile Havva'nın "yasak meyva"sından ve Sir Isaac Newton'ın başına düşen elmanın ardından, Steve Jobs'un yarattığı Apple'ı saymak gerekir.

Geçtiğimiz günlerde sağlık sorunları nedeniyle Apple'ın CEO'luğundan ayrıldığını ilan edince şirketin hisse senetlerinde yaşanan ani değer kaybı, Jobs'un özelde Apple, genelde de bilişim teknolojisi sektöründe kurucu bir figür olarak ne kadar özel bir yer işgal ettiğini gösteriyor.

Michael Moritz'in uzun bir hazırlık sonunda kaleme aldığı bu kitap, bugün dünyanın en sıra dışı ve en büyük teknoloji firmalarından olan Apple Computer'ın Steve Jobs'un baba evinin garajında başlayan, olağanüstü aktörler ve çalkantılarla dolu öyküsünü anlatıyor. Kurucu Steve Jobs'un Apple'dan ayrılıp NeXT'i kurması, sonra 1986 yılında Pixar'ı satın alması ve nihayet 1990'ların sonunda yuvaya geri dönüşü...

Dünyanın en güçlü, en sıra dışı işadamları arasında gösterilen Steve Jobs'un ve tabii ki Apple Computer'ın öyküsünü anlatan bu kitapta bir şirket tarihinden çok daha fazlasını bulacaksınız.
Yaratıcılık, deha, cüret ve bitmeyen bir gayret...

iPod'da müzik dinlemiş, iPhone kullanmış, iPad'de kitap okumaya başlamış, Macintosh'a elini değdirmiş herkes bu mucizevi tarihi merak ve coşkuyla okuyacak.

"Büyüleyici bir öykü..."
-The New York Times-

"Kılı kırk yararak kaleme alınmış bir öykü... Okurken, merak ve büyülenme hissi hiç bitmiyor."
-The Washington Post-

"Apple hakkında yazılmış en iyi kitaplardan biri."
-Andy Hertzfeld-, Revolution in the Valley'in yazarı ve Mac'in yaratıcılarından biri.

Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…

Önce bir itiraf ile başlayacağım.Bu kitabı çok uzun zamandır okuyorum.Bir ara sanırım hiç bitiremeyeceğim diye düşündüm J

Ama bitirebildim işte.Aferin bana J

Ne zaman elime alsam sürekli uykum geldi.Servis demedim, ev demedim kitap elimde ( daha çok kucağımda ) uyudum durdum.Nedenini de çözemedim.İki uyku arasında ya da uyumaya başlamadan önceki o kısa süre içinde ise artık ne kadar okuyabildiysem hiç de sıkılmadan okudum.Çok ilginçti J

Sanırım kitabın baskısında kullanılan kağıt türünden.Test kitaplarında kullanılanlara benziyor.Ben de ders çalışmayı pek sevmediğim için uyku haline bürünüveriyordum ( bahanem daha da ilginç değil mi? J).

Şimdi durdum,şu ana kadar yazdıklarımı okudum ve kızım Nane Şekeri bütün bu laflardan sonra kitabın içeriğini nasıl toparlayacaksın bakalım dedim kendime.Maharetimi göstereceğim artık.

Bu kitabı alırken daha çok Jobs’a ait bir biyografi diye düşünmüştüm.Halbuki kitabın başlığı içeriğini gayet net anlatıyor.Jobs’dan çok Apple’ın hikayesi işte.Biraz dikkat güzelim ,biraz dikkat dedim kendime  ama geç kalmıştım.Uykulu okuma dönemine girmiştim bir kere J

Buraya kadar yazdığım menfi cümlelere rağmen aslında öyle sıkıcı olmayan, bilgisayarsal dünyanın bir bakıma gaz ve toz bulutu dönemlerinden başlayarak Apple’ın günümüze kadar başından geçenlerin anlatıldığı bir kitap kendisi.

Kitap iki bölümden oluşuyor diyebiliriz.İlk baskısı 1984 yılına kadar olan kuruluş,büyüme ve yapılanma hikayesini anlatıyor.

Sonsöz olarak başlıklandırılan son dönem ise günümüze gelen yapısı ve ürünlerinden bahsediliyor ( yani  ipod,iphone gibi “ay” lar dönemi ).

Pazarlama stratejilerinin başarı ya da başarısızlıklarını görebilmek açısından ( pazarlama benim gibi ilginizi çekiyor ise ) faideli bir kitap.

Kullanıcı olmak dışında çok bilgili olduğum bir konu değildi.Bana katkısı oldu.

Ama yine de beklentim çok fazla Jobs odaklı olduğu için tam olarak aradığımı bulamadım.

Keyifle okumalar…

6 Şubat 2012 Pazartesi

İŞ BANKASI’NDA 60 YIL



Kitabın Arka Kapak Yazısı

Türkiye İş Bankası'nı değiştiren isim Cahit Kocaömer'den efsanevi bir yükselişin hikayesi…

Türkiye İş Bankası tarihinde Cahit Kocaömer adı, dilden dile dolaşan bir efsane gibidir. Bunun tek sebebi, Kocaömer'in banka memurluğundan, elbette mesleki kıdemi, bankacılık bilgi ve becerisiyle, genel müdürlüğe yükseliş başarısı değildir.

Onun, Türkiye İş Bankası Yeni Cami Şubesi'nde başlayan "İş Bankalı" olma serüveni, banka içindeki çeşitli idari görevlerinin yanı sıra, İş Bankası ve İş Bankalıların kaderini belirleyen sendikacılığıyla birlikte devam etti. Türkiye İş Bankası, bugün dünyada eşi olmayan bir modelle yönetilebiliyor, genel müdürleri banka çalışanlarından seçiliyor, banka çalışanları ve emeklileri benzerlerinden çok daha fazla sosyal ve ekonomik hak sahibi olabiliyorsa, bütün bunlarda Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi Mensupları Sendikası'nın (TİBAŞ) kurucu başkanı olarak Cahit Kocaömer'in belirleyici bir rolü vardır.

Bu kitabın tüm gelirleri, Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı'na (TESYEV) bağışlanmıştır.

Okur Yazar Nane Şekeri kitap hakkında der ki…

Bu kitabı 2011 in son aylarında bitirdim .Hatta durun bakiiim tam ne zamanmış? 26 Kasım 2011 de bitirmişim.Yazmaya fırsat bulamamıştım.Geçtiğimiz günlerde iki tane İş Bankalı arkadaşımla buluşana kadar…

Onlarla konuşurken hatırladım bu kitabı henüz anlatmadığımı.Hatta bu yazıyı yazıp yarın onlara link olarak da atıyor olacağım J Aslında onlarla buluşalı epey oldu. Gecikmeli olarak ilerliyorum bu konuda.

Oysa ki bu kitabı çok beğenerek okudum.Alırken aklımda daha çok yakın tarihe bir de bankacılık yönünden bakmaktı ama Cahit Kocaömer’e hayranlık daha ağır bastı hemen söyleyeyim.

Kafasına koyduğunu yapan, sınır tanımayan bir yönetici.Böyle insanları zaten çok severim.Cahit Kocaömer’in kişilik yapısı bankaya giriş şekli ile bile gayet net anlaşıyor.İşin peşini bırakmayan tam bir mücadele adamı.

Cahit Kocaömer’in kendi anlatımından İş Bankası yapılanmasının oluşumu, Cumhuriyet tarihi ile ilgili bilgileniyorsunuz.Yazar dilinden uzak, kendi döneminin ifade zarafeti ile okuyorsunuz anılarını.Başka insanlar işte.Başka bir bağlılık.Başka bir formasyon.Hayran olmamak elde değil.

Kitabı anıları,İş Bankası’nda yaptığı konuşma örnekleri, kendi yazdığı şiirleri oluşturuyor ve sonunda da hayatından fotoğraflarla tamamlıyor.

Kitabı aslında okudum diyemeyeceğim.Daha çok Cahit Kocaömer’in yanında anılarını dinliyor gibi hissettim.Öyle dolaysız bir anlatımı var.

Bankacılık ya da yakın tarihimiz ile ilgili iseniz güzel bir anı kitabı var karşınızda.

Kitabın  geliri de Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’na ( TESYEV) bağışlandığı belirtilmiş.Amaç da çok güzel.

Keyifle okumalar…

5 Şubat 2012 Pazar

RADYO VOYAGE 107.4



Kitap harici yazdığın yazılarda lambaydı, yastıktı bahsetmeni anladık da bu radyo işi de neyin nesi diyebilirsiniz.

Ben de derim ki okurken bana keyif veren, işime yarayan her şeyi burada paylaşmak niyetindeyim J Kaçış yok!

Radyo Voyage, adının da kendini ele verdiği üzere sizi dinlerken yolculuklara alıp götüren müzikler çalan bir radyo.

Ağırlıklı olarak new age ve etnik müzikler çalıyor.Çok bilinen parçaların farklı enstrümantal versiyonlarını dinleyebiliyorsunuz.

Kitap okurken öyle yumuşak müziklere ihtiyaç duyanlardan değilim.Her türlü müziği dinlerken kitap okuyabilir,kitap okurken film izleyip yanımdakiyle sohbet bile edebilirim .Her şeye yetişebilirim ( gördüğünüz gibi benden her eve lazım J)

Ama annem bu duruma hiç alışamadı.Bana hep” sen kitap mı okuyorsun ,tv mi izliyorsun?”gibi soruları  sorar durur.Hatta çocukken kitabı okuduğuma inanmaz, okuduğum yeri bana anlattırırdı.Ben bu sınavlardan her zaman alnımın akı ile geçmişimdir J Annem ise hala şüphelidir J

Bu kadar maharetlisin neden sadece bu radyoyu kitap okurken öneriyorsun? Diye sorduğunuzu tahmin ederek hemen yanıt veriyorum.Efenim, kitap okuma eylemine çok güzel eşlik ediyor kendisi.Ard arda sevdiğim bir grup ya da sanatçının cd sini dinlemek yerine sürekli değişen müziklerini dinlemek süper oluyor.Bir an Pink Martini dinlerken hemen sonrasında Bizet dinleyebiliyorsunuz.Ben de çok seviyorum böyle değişip durmasını J

Sadece kitap okurken de değil.Yoga yaparken de çok iyi gidiyor.Artık yoga müzik cd si felan almıyorum.
Gördüğünüz gibi her derde deva bu radyo kanalı.Bir tek temizlik yaparken işe yaramıyor.Az zamanda çok işler yapmanız gereken temizlik işleri süreci içerisinde bu müziklerin rehavetine kapılıp temizlik yapmayı serebiliyorsunuz ( ya da ben bahane arıyorum bilemedim :D)

Radyo Voyage internet sitesi için buraya bir tık yeterli.

Keyifle okurken keyifle dinlemeler…


1 Şubat 2012 Çarşamba

YAZILARIMIN MAIL ADRESİNİZE DÜZENLİ GELMESİNİ İSTER İSENİZ…

Öncelikle istediğiniz bir mail adresinizi sayfanın en aşağısında  YAZILARIM MAIL ADRESİNİZE PIT PIT DÜŞSÜN İSTERSENİZ” başlıklı alana yazıyorsunuz.

Sonra submit butonuna basıyorsunuz ve karşınıza ( benim ne işe yaradığını bir türlü anlamadığım ) güvenlik kelimesi yazmanız istenen bir ekran geliyor.Yazıverin hemen o kelimeyi.Tamaaaammm

Değil.

Durun çok az kaldı.Hemen pes etmeyiniz.

Son olarak mail adresinize FeedBurner Email Subscriptions dan bir link geliyor ve üzerine tıklayıp aktifleştirdiğinizde işlem tamamlanmış oluyor

Böylece yazılarım mailinize pıt pıt düşerek size ulaşmış oluyooor .

Süper di miiii? J

Keyifle okumalar…